Yeni bir ay Aralık. Bu ay için yapmak istediklerim, görmek istediklerim o kadar çok ki.
Birçok şeyi deneyimleyip her anında yeni şeyler öğrenmeye hazır meraklı bir öğrenci gibi uyanıyorum her sabah bu ülkede. Bana sevgi ile bakan çocuklar, her anlamda yanımda olan öğretmenler ve nicesi. Başka bir ülke başka bir dil başka bir gezegen demek benim için. Kaybolmak mı kendini bulmak mı diye soruyorsunuz kendinize. Ben bu bilinmezliğin içinde kendime dair çok şeyi keşfettim. Bu ülkede her hafta sonu farklı bir şehirde gözlerimi açıyorum. Şehirler farklı ama insanların sıcaklığı hep aynı.
Buraya gelmeden önce en çok merak ettiğim ve görmek istediğim yer Sahra çölüydü. Birlikte yeni yerler keşfeden birlikte kamp yapan aile gibi diyebileceğim bir grup ile tanıştım. Hepsiyle arkadaş oldum. Kiminin doğum gününü düzenledik kiminin en heyecanlı gününde yanında olduk. Sahra çölünde kamp yapmak hayatımda deneyimlediğim en güzel şeylerden diyebilirim. Yanıma gelip yöresel yemeklerini tattırmak isteyenler, çadırını benim ile paylaşanlar, hastalandığımda yanımda olan ailem diyebileceğim bir sürü arkadaşım oldu bu kampta.
El Jem Antik Tiyatrosu gezmek istiyordum. Bir cumartesi günü yola çıktım. Bana nelerin geleceğini bilmeden. Fotoğrafımı çekmesi için iki kişiden ricada bulunurken Maryam ve Esma ile bağımın olacağını ve bitmeyeceğini hiç düşünmezdim. Tiyatroda gezerken Maryam’in annesi ile tanıştım ve beni onlar ile piknik yapmaya davet ettiler. Birlikte geldikleri Turizm Acentasınım sahibi beni onlar ile farklı bir şehiri gezmeye davet etti. Ve ben daha sonra Maryam’in ofisini ziyaret etmek için ona söz verdim. Birçok farklı tatlar denedim. Buranın tarihî kültürel yerlerini keşfetme fırsatı buldum.
.jpg)
Tunus ve yaşadığım bu deneyim bana koskocaman bir iyi dedirtiyor. Aws, Yakub, Jana, Ayşe, Meya ismini sayamadığım ve ileride mutlaka görüşecegim bir sürü çocuğum ve anılarıma kahraman olan bir sürü geleceğim oldu. Asıl hikâye şimdi başlıyor. Bu öğrenci yollarda.